ILO Yüzüncü Yıl Bildirgesi

04-11-2019

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), kuruluşunun 100’üncü yıldönümünü Cenevre’de düzenlenen 108’inci Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kutladı. İki hafta süren konferansta, iş yerinde şiddet ve taciz hakkında dönüm noktası niteliğindeki hukuk belgeleri ve çalışma yaşamının geleceğine yönelik düzenlenen Yüzüncü Yıl Bildirgesi kabul edildi.
İsviçre’nin Cenevre kentinde, 10-21 Haziran 2019 tarihlerinde gerçekleşen 108’inci Uluslararası Çalışma Konferansı’na gözlemci ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütlerinin yanı sıra, 178 ILO üyesi devletten hükümet, işçi ve işverenleri temsil eden yaklaşık 6 bin 300 delege katıldı. Özel oturumlarda birçok Devlet Başkanı ve üst düzey hükümet yetkilisi Genel Kurul’a hitaben konuşma gerçekleştirdi. Ülkemiz adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Genel Kurul’a hitap etti. Türkiye, 1927 yılından itibaren ILO’da gözlemci statüsünde yer almaya başladı. 1932 yılında üye oldu; o tarihten bu yana ILO Konferanslarında üst düzey temsiliyet sağlanıyor.
Geniş katılımlı bu konferansta Örgüt’ün 100’üncü yılı kutlandı. Bir yandan da iş hayatının geleceğine yönelik ‘tarihi’ olarak nitelendirilen bir Birdirge ile çalışma yaşamında şiddet ve tacizle mücadele edecek eşi benzeri görülmemiş bir Sözleşme ve eşlik eden Tavsiye Kararı kabul edildi. Bildirge, cinsiyet eşitliğinden asgari ücrete, hayat boyu eğitimden iş sağlığı ve güvenliğine hemen her alanı kapsıyor; tüm işçilere yönelik bir koruma amacı taşıyor. Ayrıca, dünyanın pek çok yerinde devam eden yoksulluğun, eşitsizlik ve adaletsizliğin, çatışmanın, afetlerin, diğer insani acil durumların, paylaşılan refahın güvenceye alınması ve herkes için insan onuruna yakışır iş konusundaki ilerlemelere tehdit oluşturduğunu dikkate alıyor.
ILO Genel Direktörü Guy Ryder, “Kabul ettiğimiz belge bizi bu Örgüt’ün geleceğinde ileriye götürecek bir pusula, bir yol haritasıdır çünkü çalışma yaşamının geleceği bizim Örgüt’ümüzün geleceğidir” dedi.
Geleceğin çalışma hayatının merkezine ‘insan’ı koyan Bildirge, başta teknoloji kaynaklı olmak üzere, iş hayatının yaşayacağı dönüşümlere ve bunların insan hayatı üzerinde yol açabileceği olumsuzluklarla mücadeleye odaklanıyor.

Özel eylem alanları
Bildirgede belirlenen özel eylem alanları şöyle sıralanıyor:
• Fırsatlar ve muamele konusunda toplumsal cinsiyet eşitliğinin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi
• Herkes için etkili hayat boyu öğrenme ve kaliteli eğitim
• Kapsamlı ve sürdürülebilir sosyal korumaya evrensel erişim
• İşçilerin temel haklarına saygı
• Yeterli asgari ücret
• Çalışma süresinde azami sınırlar
• İş yerinde sağlık ve güvenlik
• İnsana yakışır işi teşvik eden ve verimliliği artıran politikalar
• Uygun gizlilik ve kişisel verilerin korunmasını sağlayan ve platform iş modeli de dahil işin dijital dönüşümüyle ilgili çalışma yaşamındaki zorluk ve fırsatlara cevap veren politika ve önlemler.
Bildirge, üçlü yapının ve sosyal diyaloğun geleceğin çalışma hayatındaki önemine de dikkat çekiyor; sosyal diyalog mekanizmalarının güçlendirilmesinin ILO’nun görevi olduğunun altını çiziliyor. ILO, bu başlıkların sağlıklı şekilde hayata geçirilmesi için ilgili tüm tarafları birlikte çalışmaya davet ediyor.

Şiddet ve tacizle mücadele
Konferans’ta, Tavsiye Kararı’nın eşlik ettiği Şiddet ve Taciz Sözleşmesi (2019) de kabul edildi. Sözleşme, ‘şiddet ve tacizi’, ‘fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik zararı amaçlayan, bunlarla neticelenen veya neticelenmesi muhtemel olan davranış, uygulama veya tehditler’ olarak tanımlıyor. Üye devletlere bu konularda ‘genel bir sıfır tolerans ortamı’ yaratma sorumlulukları olduğunu hatırlatıyor. Sözleşme ve Tavsiye Kararı; işçileri, eğitimdeki stajyerleri, çırakları, işine son verilen işçileri, gönüllüleri, iş arayanları ve iş başvurusunda bulunan kişileri kapsıyor. Sözleşme’de kadına yönelik şiddet ve taciz konusuna da özel vurgu yapılıyor.
Sözleşme; iş yerinde, işçiye ödeme yapılan, işçinin dinlendiği veya yemek molası verdiği, sağlık, yıkama veya kıyafet değiştirme imkânlarını kullandığı yerlerde; işle ilgili gezi, seyahat, eğitim, etkinlik veya sosyal faaliyetler sırasında; işle ilgili iletişimde (bilgi ve iletişim teknolojileri dahil); işveren tarafından sağlanan konaklamada; işe gidiş-gelişte meydana gelen şiddet ve tacizi kapsıyor. Ayrıca, şiddet ve tacizin üçüncü tarafları da içerebileceğini kabul ediyor.
Ryder, sözleşmenin kabulüyle ilgili olarak “Yeni standartlar, herkesin şiddet ve tacizden arınmış çalışma yaşamı hakkını kabul ediyor. Bir sonraki adım, bu korumaları uygulamaya koymaktır; böylece kadın ve erkekler için daha iyi, daha güvenli, insana yakışır bir çalışma ortamı yaratırız. Bu konuda şahit olduğumuz iş birliğine, dayanışmaya ve halkın eylem talebine bakılırsa, hızlı, yaygın onaylamalar ile uygulamaya giren eylemler göreceğiz” dedi.
Sözleşmeler, üye devletler tarafından onaylanmaya tabi olarak ‘bağlayıcı uluslararası anlaşmalar’ iken, Tavsiye Kararları bağlayıcı olmayan kurallardan oluşuyor. Bildirgeler, ILO üye devletlerinin resmi ve kesin yetkili beyanlar yapmak için benimsediği kararları temsil ediyor.

 


Diğer Haberler